Boşanma Süreci ve Sonrası 3
KADINLAR DEĞİŞİYOR, ERKEKLER AYAK UYDURAMIYOR.
Türkiye İstatistik Kurumunun son verilerine göre; 2012 yılında Türkiye’de her 5 evlenmeye karşı 1 boşanma yaşanmış, ama buna rağmen, önceki yıllara göre boşanma oranı evliliğe göre %70 artmış.
Boşanmalar neden artıyor?
Boşanma kararını, büyük oranda kadınların aldığını görüyoruz.
Yapılan birkaç araştırmaya göre boşanma nedenleri şöyle sıralanmaktadır: Kocanın karısını dövmesi, kocanın içki ve kumar alışkanlığı, kocanın evlilik dışı ilişkisi ve akrabalarla ilişkiler, maddi sıkıntı, kocanın çocukları dövmesi, kocanın kıskançlığı, cinsel sorunlar, çocuk bakımı ve yetiştirilmesi konusundaki anlaşmazlıklar. Yine kadınların çoğunluğu hastalık gibi zorlu dönemlerinde eşlerinden hiçbir destek görmediğini ifade etmekte, geçimsizliğin düzeleceğini düşünerek beklediklerini ama eşlerinin aldırış etmediğini söylemiştir.
Bu konuda en geniş araştırma, 2008 yılında Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış. Türkiye’nin çeşitli illerinden, boşanmış 1200 erkek ve kadınla görüşülmüş. “Size göre boşanmanızın nedeni nedir?” diye sorulduğunda şu cevaplar alınmış;
%69 Eşimin sorunlara ilgisiz kalması, sorunların çözümünün büyük oranda bana kalması.
%68 İlgisizlik, yeterli duygusal desteği alamamak, paylaşamamak.
%67 Eşimin her konuda kendi fikirlerinin doğru olduğunu düşünmesi, beni yeterince dinlememesi ya da önemsememesi, konuşmuyor olmamız.
Bu araştırmalardan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?
Kadınlar değişiyor, erkekler ne yazık ki bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor.
Artık kadınlar kendi hayatlarını daha çok sorgulamaya başladılar. “Eskiden bu kadar boşanma yoktu” deniyor, evet yoktu. Evde dayak da yese, kocası başka kadınlarla da olsa, ekonomik sıkıntı da çekse, eşi ilgilenmese de, kadın her şekilde evliliğine devam ediyordu. Ama günümüzde, bunları yaşamaya devam etmek istemiyor kadın. Elbette genelleme yapıyoruz, bireysel farklılıklar her zaman vardı, hala da var.
Kadın artık kocasını daha çok yanında görmek istiyor. Ev işi, çocuklar, para kazanmak gibi sorumluluklar olsun veya dışarı çıkıp gezip dolaşmak, eğlenmek olsun, eşiyle daha çok birlikte olmak istiyor. Duygu ve düşünce gibi özel alanlarını daha çok paylaşmak veya hastalık, sıkıntı gibi alanlarda daha çok dayanışmak istiyor.
Öte yandan, erkekler ise ne yazık ki, hala ailelerinden gördükleri geleneksel yapıyı küçük değişimlerle sürdürmek istiyorlar. Adam evlenir, karısı-çocukları evde, kendisi dışarıda çalışır, eğlenir, gerek arkadaşları ve gerekse başka kadınlarla zaman geçirebilir, içki-kumar gibi alışkanlıklarına devam edebilir. Buna hakkı vardır çünkü o çalışıp para kazanıyordur veya sırf erkek olduğu için bu hakkı kendinde görüyordur.
Ancak artık kadın da iş hayatına girmeye başladı. Evdeki düzen bozulmadığı sürece erkekler bu duruma pek itiraz etmiyorlar, çünkü günümüzde tek maaşla geçinmek nerdeyse imkansız. İçinde bulunduğumuz sosyoekonomik durum sonucu, kadınlar işgücüne daha çok katılıyor ve katılmaya da devam edecekler.
Bu durum elbette, kadının statüsünü, evliliğe bakışını değiştiriyor. Bugün, ben kendi danışanlarımdan da biliyorum, birçok kadın yaşadığı sıkıntılara rağmen, maddi nedenlerle evli kalmaya devam ediyor. Ekonomik özgürlüğe kavuştuğu anda, bir dakika bile evlilik içinde kalmak istemeyen kadınların sayısı hiç de az değil, bunun bilinmesi lazım.
Dolayısıyla, kadın erkek arasında, yukarıda saydığımız sıkıntılar, öyle bir boyuta gelebiliyor ki, kadın tüm imkansızlıklara rağmen, herşeyi göze alarak boşanma kararı verebiliyor. Zaten yukarıda da belirttiğimiz gibi araştırmalarda da görüyoruz ki, boşanma kararını genellikle kadınlar veriyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, çocuklar genellikle anneyle kalıyor ve yaşam standartları düşüyor. Kadınlar çocukları korumak ve aynı sıkıntıları tekrar yaşamamak adına bir daha evlenmeyi büyük oranda düşünmüyorlar.
Öte yandan, kadın cinayetlerinin bu kadar artmasının önemli bir nedeni de bu. Öldürülenler genellikle, ilişkiyi veya evliliği bitirmek isteyen kadınlar.
Peki, ne yapmak lazım? Kadınlar, sesini çıkarmadan, her ne olursa olsun, evliliği sürdürmeli mi?
Elbette hayır. İşte burada, psikolojik destek çok büyük önem kazanıyor. Hem erkek, hem kadın, ister evlilik içinde kalmak, ister boşanmak için bilinçli bir şekilde karar vermeliler. Dayak, cinayet ve şiddetin her türlüsü asla kabul edilemez. Başta bunun engellenmesi gerekiyor. Bu konuda erkeklerin çok ciddi olarak yardıma ihtiyaçları var. Öfke kontrolü, bağımlılıklar, hastalıklar, depresyon, kadına ve evliliğe bakış açısı, hayattan beklentiler, cinsellik ve iletişim gibi konularda destek almak, istenmeyen sonuçların doğmasını ve sürmesini engelleyecektir. Kadınların da aynı şekilde, tüm bu alanlarda kendilerini geliştirmeleri, özellikle iletişim ve cinsellik alanında destek almaları önemli.
Ancak, şunu kabul etmek gerekiyor; kadınlar değişiyor. Eşlerinden sevgi, saygı ve destek istiyorlar. Erkekler bu değişime ayak uyduramazlarsa, boşanmalar daha da artacaktır.