Boşanma Süreci ve Sonrası 2

Boşanma konusuna geçen sayıda başlamıştık, kaldığımız yerden devam ediyorum.

Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün 2008 yılında yaptığı Boşanma Nedenleri Araştırması kapsamında, Türkiye’nin çeşitli illerinden, boşanmış 1200 kişiyle görüşülmüş. Bu kişilerin %55’i kadın, %45’iyse erkek. Rapor oldukça uzun ve detaylı, sizleri sayılara boğmamak için öne çıkan baskın özellikleri aktarmaya çalışacağım.

Görüşme yapılan kişilerin büyük çoğunluğu;

– En az lise mezunu, 21 yaşından sonra evlenmiş, hayatının büyük kısmını şehir merkezlerinde geçirmiş.

– Evli oldukları sürece, kadınlar ev hanımı, erkekler çalışıyor, erkekler çalışan eşlerinin çalışmasından şikayetçi değil.

– Kendi istekleriyle evlenmişler, evlenmelerine aileden karşı çıkan olmamış, evlilik süresince aile eşleri uygun bulmuş, ailelerin aile içi ilişkilere müdahalesi olmamış, aileler arası anlaşmazlıklar olmamış.

– Yaşanılan yer değişmemiş, eş ve çocuklarla çekirdek aile şeklinde yaşanmış.

Boşanmış 1200 kişinin büyük bir kısmı;

– Eşinde evlenmeden önce farkettiği ama evlendikten sonra değişeceğine inandığı olumsuz özelliklerin olduğunu söylemiş.

– Kadınlar eşlerinde önceden farkettikleri ve değişmeyen olumsuz özellikleri şöyle sıralamışlar; sorumsuzluk, alkol ve kendi ailesine aşırı düşkünlük. Erkekler ise, eşleri için kendi ailesine aşırı düşkünlük, sorumsuzluk ve aşırı para harcama olarak sıralamışlar.

– Kadınlar çoğunlukta olmak üzere, zevk ve beğeniler, kılık kıyafet ve toplum içindeki davranışlar gibi sadece kişiyi ilgilendiren konularda, eş baskısından şikayet etmiş.

– Eşin müdahalesi sonucunda gösterilen tepkilere bakıldığında, kadınların kırılma, incinme ve öfkelenme gibi daha çok duygusal olarak etkilendikleri, erkeklerin ise daha çok öfkelenme ve çatışma şeklinde tepki verdikleri ifade edilmiş.

– Eşler genellikle, evlilikte yaşanan sorunlara çözüm aradıklarını ifade etmişler. Ancak bu evliliklerde yoğun tartışmalar yaşanmış, çoğunda

kişiler kendilerini haklı görmüş ve evlilik süresince kendilerinin daha fazla fedakarlık yaptığını ifade etmişler.

– Çoğunun evlilik süresince ekonomik durumu değişmemiş. Çoğu kredi kartı kullanıyor ve bu konuda tartışma azınlıkta.

– Çocuk sahibi olmaya birlikte karar verilmiş ve çoğu tek çocuklu aileler ancak çocuk bakımı konusunda anlaşmazlıklar yaşanmış.

– Çoğunun anne-babasında boşanma tecrübesi yok, ancak kardeşler ve diğer yakın akrabalarda boşanmalar var.

– %84’ünde evliliğin ilk 2.5 yılı içinde geçimsizlik başlamış (%10’u evlendiği gün, %40’ı ise kısa bir süre sonra)

– Sorunlar ilk zamanlarda çıkmasına rağmen, çocuklar ve akrabalar gibi boşanmayı geciktiren faktörler olmuş.

– Boşanma kararını genellikle kadınlar vermiş.

– Kadın veya erkek, 1200 kişinin çoğu boşanma kararından pişman değil.

– Büyük bir çoğunluk, evlenirken, resmi nikahın yanısıra dini nikah da yaptırmış.

– Boşanma sonrasında, çoğunluğu hala bekar olmasına rağmen kadınların büyük bir kısmı, benzer olumsuzlukları yaşama endişesi ve çocuklar nedeniyle, yeniden evlenmeyi düşünmüyor.

 

Öte yandan, evlilik süresince, herhangi bir sorun yaşandığında eşiyle kavga edip şiddet gösterme genellikle erkeklere özgü bir davranış iken, bu tepkisel

davranış erkekler tarafından ifade edilmeyerek gizli tutulmaktadır (%8) . Fakat kadınlar kocalarının kendilerine yönelik bu tür tepkilerini ifade edebilmektedirler (%30). Bu gerçek, “Aile İçinde Kadına Yönelik Şiddet Araştırması”nda da (2009) tespit edilen önemli bir bulgudur.

 

Görüşülenlere, “Size göre boşanmanızın nedeni nedir?” diye sorulduğunda şu cevaplar alınmış: %69 Eşimin sorunlara ilgisiz kalması, sorunların çözümünün büyük oranda bana kalması. %68 İlgisizlik, yeterli duygusal desteği alamamak, paylaşamamak.

%67 Eşimin her konuda kendi fikirlerinin doğru olduğunu düşünmesi, beni yeterince dinlememesi ya da önemsememesi, konuşmuyor olmamız. Tüm bunların ne anlama geldiğini hep birlikte düşünmemiz gerekiyor. Yorumda bulunmak isteyen okuyucular bana aşağıdaki mail adresinden ulaşabilirler. Gelecek sayıda devam etmek umuduyla…